Çarşamba 19 Şubat 2025 - 13:47
Kum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini Üretti

Havza / İran ilim havzaları müdürü şöyle dedi: “Kum İlim Havzası, inkılaptan önce ve sonra olmak üzere iki döneme ayrılır. Bu havza, son yüzyılda inkılap hareketi ve İslami sistemin teorisini ve düşüncesini üretti ve gerçekleşene kadar onu takip etti.”

Havza Haber Ajansı muhabirinin haberine göre, Ülkenin İlim Havzaları Müdürü Ayetullah Ali Rıza Arafi, Cemmu ve Keşmir’in İmamiyye alimleriyle yaptığı görüşmede, İslam İnkılabı’nın Fecr Haftasını ve Şaban ayı bayramlarını anarak Şii ilim havzalarının, özellikle de Kum İlim Havzası’nın tarihini açıkladı ve şöyle dedi:

“1250 yıllık bir geçmişe sahip Kum İlim Havzası’nın yeniden canlanmasının 100. yılındayız. Bu havzanın geçmişi, İmam Cafer-i Sadık (a.s.) dönemine ve büyük ailelerin, muhaddislerin ve ravi alimlerin, özellikle Eş’arilerin ve onların benzerlerinin göçüne kadar uzanır.”

Yüksek İlim Havzaları Konseyi üyesi olarak, Kum İlim Havzası’nın İslam İnkılabı’ndan önce ve sonra olmak üzere farklı dönemlere ayrıldığını belirten Ayetullah Arafi, şu ifadeleri kullandı:

“Kum İlim Havzası, Şii fıkhının derinliği temelinde inkılap hareketi, İslam İnkılabı ve İslami sistemin teorisini ve düşüncesini üretti ve gerçekleşene kadar takip etti. Bu inkılap, hareket ve sistemin içinden uluslararası bir akım doğdu ki bunun bir parçası da direniş eksenidir. Ancak İslam İnkılabı’nın dünyadaki etkisi bunun çok ötesindedir.”

Ayetullah Arafi sözlerine şöyle devam etti:

“Bu hareket, Kum İlim Havzası’nda temelleri atılan bir süreçti ve onun kahramanı İmam Humeyni (r.a.) idi. Tarihte, alimler ve büyük şahsiyetler arasında onun gibi birini bulmak kolay değildir. İmam Humeyni (r.a.), yalnızca bir inkılap lideri değildi; aynı zamanda ilim, bilgi ve teorileriyle inkılabını şekillendirdi. Hem teorik bir temel oluşturdu hem de sahada fiili liderlik yaptı ve bir akım oluşturdu.

Bu, Şii tarihinin ve hatta İslam tarihinin ilk kez bir İslami sistem kurarak ulusal, bölgesel ve uluslararası bir güç haline geldiği bir dönüm noktasıdır. Bu, Kum İlim Havzası ve İran milletinin ortaya çıkardığı önemli bir özelliktir. İran milleti bu büyük harekete sahip çıktı ve ardından farklı ülkelerde çeşitli akımlar oluştu. Küresel istikbarın bu harekete duyduğu düşmanlık da bu hareketin büyüklüğünden kaynaklanmaktadır.”

İlim Havzaları müdürü şunları vurguladı:

“Kum’un ikinci önemli özelliği, İslami ilimlerin bu havzada geniş çapta niceliksel ve niteliksel bir gelişim göstermesidir. Geçmişteki ilim havzalarımızda böyle bir gelişim yoktu. Kum’da oluşan bu geniş çaplı İslami ilimler yapısı, yeni bir olgudur. Burada, İslami ilimlerin sınırlarının hem nicelik hem de nitelik açısından nasıl genişlediğini topluca ifade ediyorum.”

Ayetullah Arafi’ye göre, günümüzde akademik disiplinlerin dalları onlarca alana yayılmış durumdadır. Bu durumu şu sözlerle ifade etti: “Fıkhımız, farklı boyutlarda büyük bir genişleme yaşadı. Yeni bilim dallarına, özellikle de İslamî bakış açısıyla ele alınan beşeri bilimlere yöneldi ve fıkıhta yeni konulara kapı araladı.”

Yüksek İlim Havzaları Konseyi üyesi olarak konuşan Ayetullah Arafi, Kum İlim Havzası’nın üçüncü önemli özelliğinin, üretilen ilimlerin toplum, devlet sistemi ve uluslararası arenada doğrudan uygulanabilir hale gelmesi olduğunu belirtti.

“Benim ilk eğitim sürecim inkılap öncesine dayanıyor. O dönemde tüm ilmi çalışmalarımız kütüphane, ev ve medrese ile sınırlıydı. Ancak İslam İnkılabı’nın bereketiyle bu ilimler ve bilgiler uygulamaya döküldü.”

Ayetullah Arafi şöyle devam etti:

“İslami sistemde var olan anayasa, yasalar ve düzenlemeler, birçok proje ve tüzük ya tamamen İslam fıkhına dayanmaktadır ya da en azından ona uyumlu hale getirilmiştir. Bu süreç, İslami ilimler ile modern dünyanın ihtiyaçları arasında kıyaslamalı bir yaklaşım geliştirmeye dayanıyor. Bugün tüm hukuk ekolleri fıkhi perspektifle inceleniyor ve bu alanda büyük mesafeler kat edilmiş olsa da önümüzde hâlâ sayısız ufuk bulunmaktadır.

Günümüzde Batı’daki tüm modern felsefi akımlar Kum’da inceleniyor. Kant’tan Descartes’a, Batı dünyasındaki yeni ve çeşitli felsefi akımlara kadar her şey burada ele alınıyor. Yeni kelam ilmi, din bilimi ve modern ilahiyat konularına derinlemesine eğilinmektedir.

Dolayısıyla ilim ve irfanın canlanması, onların gerçeklerle bağlantılı hale getirilmesi ve yeniden yapılandırılıp yorumlanması, geçmişte benzeri olmayan tamamen yeni bir olgudur.”

Yüksek İlim Havzaları Konseyi üyesi, Şii fıkhının zenginliğine dikkat çekerek şöyle devam etti:

“İslami ilimlerin alanı genişledi, bu ilimlerin yeniden canlanması ve sahaya inmesi, Kum İlim Havzası’nda eşi benzeri görülmemiş bir şekilde gerçekleşen benzersiz bir olgudur.”

Ayetullah Arafi şu ifadeleri kullandı:

“İnkılaptan önce İran, Irak, Hindistan, Pakistan ve bazı Körfez ülkelerinde ilmi ve dini merkezler bulunuyordu ve bu sayı en fazla on ülkeyi buluyordu. Ancak İslam İnkılabı’nın bereketiyle bugün 100’den fazla ülkede İslami ilimler ve Ehlibeyt (a.s.) ilimleri merkezleri kurulmuş ve yayılmıştır.”

Yüksek İlim Havzaları Konseyi üyesi, kadınların ilmi alanlardaki gelişimine de değinerek şu ifadeleri ekledi:

“Kadınlar arasında İslami ilimlerin yaygınlaştırılması büyük bir alan teşkil ediyor ve bu, ne Şii tarihinde ne de İslam tarihinde bu çapta bir geçmişe sahiptir. Bunlar, modern çağda Kum İlim Havzası’nın beş önemli özelliğidir. Bu, Kum Havzası’nda oluşan büyük bir gelişmedir. Elbette eksiklikler ve yetersizlikler de var çünkü günümüz dünyasının ihtiyaçları bundan çok daha fazlasını gerektiriyor. Dünya giderek daha bağlantılı hale geliyor, değişim hızı çok yüksek. Bunun bir örneği, tüm dünyayı etkileyen yapay zekâdır. Bizim de bu bilim ve ilerlemelerden geri kalmamamız gerekiyor.”

İlim Havzaları Yöneticisi sözlerine şöyle devam etti:

“Hindistan’daki Şii toplumu, hem nicelik hem de nitelik açısından gelişmiş bir topluluktur ve büyüme yolunda ilerlemektedir. Bu topluluğun, özellikle ilmi havza ve alimlerin akademik gelişimini niceliksel olarak artırmanın yanı sıra niteliksel olarak daha fazla ilerletmesi gerekmektedir.”

Ayetullah Arafi, konuşmasının sonunda şu tavsiyelerde bulundu:

“Çalışmalarınızda gençleri ihmal etmeyin. Ayrıca ilmi etkileşimlerinizde Ehli Sünnet ilim havzalarını göz ardı etmeyin ve onlarla bilimsel iş birliği ve fikir alışverişinde bulunun.”

Bu görüşmenin başında Cemmu ve Keşmir’in İmamiyye alimlerinden bazıları, havza meseleleri ve Hint alt kıtasındaki gençler hakkında görüş ve önerilerini paylaştılar.

Kum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini ÜrettiKum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini ÜrettiKum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini ÜrettiKum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini ÜrettiKum İlim Havzası İnkılap ve İslami Sistemin Teorisini ve Düşüncesini Üretti

Ekler

yorumunuz

You are replying to: .
captcha