Havza Haber Ajansı’nın haberine göre, İslam Cumhuriyeti’nin rehberinin 36. vefat yıldönümüne yaklaşırken, İmam Humeyni’nin (r.a) düşüncelerini yeniden okumak her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Bugün toplumumuzda İslam’a dair iki farklı anlatım yarış halindedir: Biri “Rahmani İslam” olarak bilinen anlayış diğeri ise “Siyasi İslam” adını taşımaktadır. Her iki akım da İmam’ın gerçek mirasçısı olduğunu iddia etmektedir; ancak hangisi hakikate daha yakındır?
İmam Humeyni’nin (r.a) Mirası
İmam Humeyni (r.a), 20. yüzyılın en büyük inkılaplarından birinin rehberi olarak, İslam’ı insan hayatının tüm boyutlarını kapsayan kapsamlı bir öğreti (mektep) olarak tanıtmıştır. İslam’ın siyaset dini olduğunu vurgulayan İmam, din ile siyasetin ayrılmasını savunan düşünceleri reddetmiştir. Oysa günümüzde bazı çevreler siyasetten arındırılmış bir İslam yorumu sunarak İmam’ın fikrî mirasını tahrif etmeye çalışmaktadır.
Yeni Bir Yorum: Rahmani İslam
Rahmani İslam’ın savunucuları hoşgörü, müsamaha ve bireysel maneviyat gibi kavramlara dayanarak siyasi olmayan bir İslam portresi çizmeye çalışmakta ve şu tür sloganları savunmaktadırlar:
• “Din hidayet içindir, iktidar için değil.”
• “İslam rahmet dinidir, şiddet değil.”
• “Bireysel maneviyat, toplumsal eylemlerden daha önemlidir.”
Ayrıca İmam Humeyni’yi (r.a) de siyasetten uzak, münzevî bir arif olarak tanıtmaya çalışıyorlar.
Oysa “Sahife-i İmam”a (İmam’ın konuşma ve yazılarının derlemesi) bakıldığında, İmam’ın din ile siyaset arasındaki kopmaz bağı sürekli vurguladığı açıkça görülmektedir.
İmam’ın Yolunun Devamı: Siyasi İslam
Buna karşılık kökleri İmam Humeyni’nin (r.a) ve büyük Şiî âlimlerin düşüncesine dayanan Siyasi İslam şu esaslara inanır:
1. İslam, toplumu yönetmek için kapsamlı bir programa sahiptir.
2. Sosyal adalet ancak dinî bir yönetimle sağlanabilir.
3. Müslümanların izzet ve bağımsızlığı İslâmî bir devletin kurulmasına bağlıdır.
4. Zulüm ve istikbara (küresel tahakküme) karşı mücadele, İslam’ın temel prensiplerindendir.
Neden Siyasi İslam, İmam Humeynî’nin (r.a) Gerçek Mirasıdır?
1. İmam’ın Düşünce ve Uygulamasıyla Uyumlu Olması
İmam Humeyni (r.a) sadece teoride değil pratikte de Siyasi İslam’ı savunmuştur. İslami hükümetin tesisi, istikbara karşı mücadele, mazlumları destekleme ve daha nicesi onun İslam’a siyasi bir perspektifle baktığını gösterir.
2. Sosyal Adaletin Gerçekleştirilmesi
İmam (r.a), toplumsal düzeyde adaletin uygulanmasını zaruri görüyordu. Ona göre adalet yalnızca bireysel bir ahlâk ilkesi değil toplumsal bir görevdi.
3. Müslümanların İzzeti ve Bağımsızlığı
İmam’ın nazarında Müslümanların izzeti, Siyasi İslam’a dönüşle mümkündür. O, din ile siyasetin ayrılmasını, sömürgeciliğin İslam toplumlarını zayıflatmak için kurduğu bir tuzak olarak görüyordu.
4. İslam Ümmetinin Birliği
İmam, “Ümmet-i Vahide” (tek ümmet) anlayışını vurgulayarak Müslümanların istikbara karşı birleşmesini istiyordu. Bu birlik ise ancak siyasi bir İslam anlayışıyla mümkün olabilir.
Günümüzün Zorlukları
Bugün Siyasi İslam, ciddi sınamalarla karşı karşıyadır. Bu sürecin sağlıklı yönetilebilmesi için şu meselelerde dikkat ve çaba gereklidir:
• Yeni nesle İslam’ın temel ilkelerinin doğru biçimde anlatılması,
• Günümüzün entelektüel ve aklî şüphelerine ikna edici cevaplar verilmesi,
• Başarılı bir dinî yönetim modelinin ortaya konması,
• Uzman ve sorumluluk sahibi kadroların yetiştirilmesi.
Önerilen Çözüm Yolları
İmam Humeyni’nin (r.a) mirasını korumak ve güçlendirmek için:
1. Siyasî İslam’ın esasları günümüzün diliyle açıklanmalı,
2. Modern şüphe ve eleştirilere sağlam ve ilmî cevaplar verilmeli,
3. Pratikte işe yarayan bir dinî yönetim modeli tanıtılmalı,
4. Siyasî İslam’ın etkinliğini sadece teoride değil uygulamada da ispat etmeliyiz.
Son Söz
İmam Humeyni’nin (r.a) vefat yıldönümünde hatırlanması gereken en önemli gerçek şudur:
Onun asıl mirası, Siyasi İslam’dır. O öyle bir İslam ki:
• Hem maneviyat taşır, hem sosyal programa sahiptir;
• Hem ahireti hedefler, hem dünyayı ihmal etmez;
• Hem rahmetle dolar, hem kararlılıkla hareket eder;
• Hem bireyi önemser, hem toplumu şekillendirir.
İmam Humeyni (r.a), İslam’ı derinlemesine anlayarak İslam ümmetine bir yol açtı.
Bugün bu yola her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Bu kıymetli mirası korumak ve gelecek nesillere doğru biçimde aktarmak hepimizin görevidir.
Zira “Rahmani İslam” adı altında atılan aldatıcı sloganlar bizi İslam’ın özünden ve İmam’ın gösterdiği istikametten saptırmamalıdır.
İmam Humeyni’nin (r.a) bakış açısına göre, İslam; zulme ve haksızlığa karşı duran, sorumluluk sahibi bireylerin dinidir. Bu bakış açısı, siyasi İslam ile Rahmani İslam arasındaki temel farkı açıkça ortaya koyar. Gerçek İslam, zulme karşı duran ve adaletin gerçekleşmesi için çaba gösteren bir İslam’dır.
— Hüccetü’l-İslâm Ali Rıza Mektebdar, el-Âfâk dergisi Arapça yayınının editörü
yorumunuz