İslam Şurası Meclisi temsilcisi Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Ali Rıza Selimi Tahran'da Havza Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Orta Doğu'daki son gelişmelere değinerek "İslam Cumhuriyeti'nin diplomasi mekanizmasının bu bölgedeki ülkelerle etkileşimi ve işbirliğini güçlendirme çabaları, yapıcı bir adımdır. Müstekbir ülkelerle gereksiz müzakereler yapmak yerine, bağımsız ülkelerle özellikle komşularımızla ilişkilerimizi güçlendirmeliyiz." ifadelerini kullandı.

İslam Şurası Meclisi temsilcisi şöyle dedi: "Düşmanlar İslam İnkılabı'nın tecrit edildiğinden bahsederken, aslında ülkemizin bölgedeki siyasi gelişmelerde etkili ve yapıcı bir rol oynadığını görmekteyiz. Farklı ülkelerin yetkililerinin İran’a gelmesi, İslam Cumhuriyeti'nin uluslararası alandaki doğru politikasının bir göstergesidir."

Hüccet-ül İslam vel-Müslimin Selimi, Amerika'nın direniş cephesini silahsızlandırma planına atıfta bulunarak "İran milleti ve diğer bağımsız ülkelerin deneyimleri, direnişin bağımsızlığın korunma yolu olduğunu göstermektedir." dedi.

Amerika'nın Hizbullah'ı Silahsızlandırma Hayali Asla Gerçekleşmeyecek

Hüccet-ül İslam Selimi "Amerika'nın ve dünyanın kanser tümörü olan Siyonist rejimin Hizbullah'ı silahsızlandırma hayali asla gerçekleşmeyecek. Hizbullah'ın imanlı ve değerli güçleri düşmanların komplolarına karşı kararlılıkla direnecek ve asla silahlarını bırakmayacaklardır." diye ekledi.

İslam Şurası Meclisi temsilcisi, uluslararası örgütlere güvenmenin -özellikle Gazze halkının haklarını elde etme konusunda- stratejik bir hata olduğunu vurguladı ve şöyle dedi: "Örneğin, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, nükleer silahların üretimini ve kullanılmasını engellemek amacıyla kuruldu; ancak pratikte bu örgütün işi, müstekbirlerin daha fazla zorbalık yapmasına izin vermek ve bağımsız milletlerin barışçıl nükleer bilgiye ulaşmalarına engeller koymaktı. Bu nedenle milletler, siyasi bağımsızlıklarını koruyarak müstekbirlere güvenmek yerine ulusal yeteneklerine güvenmelidir."