Havza Haber Ajansı'na göre, Arap Haberleri 21'den aktarıldığı üzere 432 Hollandalı avukat mektuplarında şunları yazdı: "Çeşitli ülkelerde hukukun üstünlüğünün ihlaline karşı tutum alan Baro'nun, İsrail'in Gazze'deki soykırımı konusunda sessiz kalması acı vericidir."

Mektubun devamında şöyle yazılmıştır: "Birliğimizin dünya çapında hukukun üstünlüğünün ihlaline karşı duruşunu memnuniyetle karşılıyoruz, ancak İsrail tarafından gerçekleştirilen soykırım ve etnik temizliğe karşı sessizlikleri, bu sessizliği daha da acı verici hale getiriyor."

Mektubu imzalayanlar, İsrail'in 19 aydır devam eden saldırılarının, en az 15 binden fazla çocuk dahil olmak üzere en az 50 bin kişinin şehit olmasına ve yaklaşık 120 bin kişinin yaralanmasına neden olduğunu söylediler. Ayrıca evlerin neredeyse %92'sini yıktıklarını, yüzlerce gazeteci, doktor ve yardım görevlisini öldürdüklerini ve 1,9 milyon sivili yerinden ettiklerini belirttiler.

Mektubun devamında, 2 Mart 2025'ten beri Gazze'ye hiçbir yardım gönderilmediği belirtildi.

Avukatlar ayrıca, yüz binlerce sivilin kasıtlı abluka sonucu açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyardılar.

Mektupta ayrıca Gazze'deki avukatların durumuna değinilerek, mahkemeler, tarihi belgeler içeren arşivler ve Filistin Barosu ofisi dahil olmak üzere tüm yasal altyapının yok edildiği ve avukatlığın fiilen imkansız hale getirildiği belirtildi.

Avukatlar mektuplarında şu soruyu sordular: "Kaç Filistinli öldürülmeli ve İsrail kaç yasal taahhüdü ihlal etmeli ki, işgal altındaki Filistin topraklarındaki tehlikeli gelişmelerle ilgili endişelerinizi dile getiresiniz?"

Mektupta, Uluslararası Adalet Divanı'nın kararlarına, Uluslararası Af Örgütü'nün raporlarına, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarına ve Birleşmiş Milletler Özel Raportörü'nün Gazze'de olanları soykırım olarak nitelendiren raporuna atıfta bulunuldu.

Avukatlar, İsrail'in uluslararası, insani ve ahlaki hukukla çelişen tutumunun tamamen açık olduğunu ve diğer hukuk kuruluşlarının buna sessiz kalamayacağını vurguladılar.

Avukat ve mektubun imzacılarından biri olan İbrahim Yıldırım "Dünya çapında birçok baro, işlenen suçlara karşı yasal işlem başlattı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde dava açtı." dedi.

Yıldırım devamında şöyle ekledi: "Hollanda Barosu'nun bu suçlara kayıtsız kalması, hukukun beşiği olarak bilinen bir ülkede, baroların temel ilkeleri ve evrensel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir."

Yıldırım son olarak şöyle dedi: "Bugün Gazze adına konuşmayan bir baro, gelecekte daha fazla yasal ihlal konusunda sessiz kalmak zorunda kalacaktır. Avukatlık mesleği sadece kişisel savunmayla sınırlı değildir, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü ve insan onurunu korumayı da içerir."

1952'de kurulan ve 18 bin 513 avukatı temsil eden Hollanda Barosu, ülkenin önde gelen bağımsız profesyonel kuruluşlarından biridir ve Uluslararası Barolar Birliği, Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Konseyi'nin aktif bir üyesidir.